YARATICILIK HAKKINDA

Hepimiz yaratıcıyız fakat bazılarımız bu yolla hayatını kazanmayı tercih ediyor. Bu şanslı kişileri iki grupta incelersek; bu kitleyi, içlerinde fark ettikleri cevheri kâğıda dökebilen ve yanlış farkındalıklar yaşadığını sonradan fark edenler olarak düşünebiliriz. Yaratıcığın birçok tanımı var ama sanırım bence en doğru olanı “benliğin ifadesi” tanımı. İşte bu tanım hepimizin yaratıcı olduğu yönündeki inancımı ifade ediyor. Kesinlikle saçını uzatıp renklendirmek, garip kıyafetler giymek ve temas ettiğiniz insanlara kaba saba davranarak farklılık yaratmaktan bahsetmiyorum. İçteki farklılığın, dış ifadede konuştuğunuz dile çevrilebilmiş halinden bahsediyorum.

Kuşkusuz bazılarımız yaratıcılık alanında doğal olarak diğerlerinden daha iyidir. Mesela kendinizi bu yaza damga vuracak şarkıyı besteleyecek, Venüs’ün Doğuşu tablosunun ötesinde bir tablo yapacak veya yeni dönemin Cem Yılmaz’ı olacak gibi mi hissediyorsunuz? Bu soruların herhangi birine cevabınız evetse, yaratıcı süreci iyi kavramanızın başarılı olmanız için çok gerekli olacağından emin olabilirsiniz.

Hemen her an hayatımızdaki tüm dinamikler bir yaratıcılığın ürünüdür. Yemek istediğimiz dondurma seçimimiz, kot pantolon veya ayakkabı tercihlerimiz veya kahve içmekten keyif aldığımız kafenin neden onca kafe varken özellikle o kafe olduğu. Kolombiya özel harmanından mı? Değil.

Yaratıcılık dünyamızı yaratır, mükemmelleştirir ve tanımlar. Ve zaman geçtikçe de etkisi güçlenir. Bu sebeple ''gelecek yaratıcıdır” deriz.

Etrafınızdaki yaratıcı insanları çoğaltın. Hiç yoksa yeni edinin. Her şaheser tablo boş bir tuvaldi. Ressam önce kendisine sonra içindeki yaratıcılığa güvendi. Tamamlandığında benliğini kendisine bir kez daha ispatlamış oldu.

Eğer aklınızca çok inandığınız bir fikir varsa ve bunu film senaryosu olarak yazmak istiyorsanız aklınıza gelenleri kâğıda dökmeye başlayın. Etkileyici olup olmaması önemli değil. Boş kâğıda bakmaktansa düşüncelerinizi size yansıyan birkaç satır yazıya bakmak daha iyidir.