BLOG

MARKAN İNSANLARA NASIL HİSSETTİRİYOR?

Markayı özel kılan kalbinizde uyandırdığı duygulardır.

Doğru marka stratejisi, iyi bir dizayn ve pazar yaratmakla mümkündür. Kendine has konsepti onu daha çok hatırlanır, sevilir ve alınır kılar.

Marka stratejisi markanın temelidir. Bir kez oluştuğunda geri kalan her şey ona hizmet etmelidir. Logodan, reklam kampanyasında kullanılan sesin tonuna,  müşteri temsilcisinin aramalara verdiği cevaptan, ambalaj tasarımına ve hatta  CEO’nun takım elbisesinin fiyatlandırma politikasına kadar her şey bu stratejinin içindedir.

Marka stratejisi markanın neden var olduğunu söyler. Örneğin Facebook; insanların tüm dünyaya açık, bağlantıda ve herkesin birbiriyle etkileşim kurmasına olanak sunan bir sosyal medya platformudur.

Bunların hiçbirinde amaç para kazanmak değildir. Para bu işin doğal sonucu olarak ortaya çıkar.

Eğer çevreye duyarlı bir marka stratejin varsa mağazalarında geri dönüştürülemeyen plastik torba kullanmaktan kaçınmalısın. Eğer eğlenceli ve oyunsu bir marka stratejin varsa, telefonlarına bakan çalışanlar resmi bir dille cevap verir, soğuk davranırlarsa bu marka ve müşteri arasındaki ilişkiye zarar verir.

Rolex dünyada en tanınan markalardan biridir. Zenginliğin ve varlığın ifadesidir. Her yıl 800,000 adet üretilmesine karşın $3,000’dan daha ucuz bir Rolex bulmak imkansızdır.

Rolex’in $499’a saat yaptığını ve indirimde sattığını düşünelim. İnsanlar bunu alabilmek için sıraya girerler. Muhtemelen de Rolex karlarını en az iki katına çıkarır. Ancak bu marka ve müşterilerin arasındaki bağı zedeler. Yıllardır oluşturdukları müşteri profili zamanla değişmeye başlar ve sonunda “Diğer saatlerden biri” olma riskini doğurmuş olur. Kısa vadeli kazanç, markanın yok olmasına sebep olabilir.

Ferrari’yi düşünelim. Sadece çok az kişi bir arabaya $300,000 verebilir. Ama milyonlarca insan $30,000’a araba alıyor. Ferrari de daha çok satılabilecek ve ulaşılabilir arabalar yapamaz mı? Elbette yapar. Ancak o zaman pazardaki değerini düşürür ve herkesin “rüya arabası” olma statüsünü kaybeder.

Bazen şirketler, farklı marka isimleriyle farklı pazarlara ulaşma stratejisi uygular.

Gap Inc., Old Navy ve Banana Republic diye iki marka daha üretmiştir. Old Navy gelir düzeyi daha düşük kişilere seslenirken Banana Republic ise tam tersidir. Gap markası bu markaların yanında hiç anılmaz ama iki marka da aynı görünmez şemsiyenin altında varlıklarını sürdürür.

Old Navy modelleri her gün gördüğümüz insanlara benzer. Daima gülümseyen, arkadaşları ve ailesiyle olan insanlar. Mağazalarında kalın harflerle indirim pankartlarına her zaman rastlayabilirsiniz. $5’a t-shirt ya da $10’a pantolon almanız her zaman mümkündür. Müşterileri, böyle güzel bir ürünü uygun fiyata aldığı için zeki ve mutlu hisseder.

Diğer tarafta Banana Republic, çok daha klasik ve iyi konumlanmış bir marka stratejisi izler. Mağaza vitrinleri pastel tonlarda ve minimalist hazırlanır. Kullandıkları modeller, podyumlarda gördüklerimize benzer. Yüksek gelirli ve yüksek zevkleri olan insanlara hitap eder. Fotoğraf kalitesi bile diğerlerine göre çok yüksek ve kalitelidir.

Peki Banana Republic müşterisi ne hisseder? Diğer markalardan daha yüksek kalitede bir kıyafet giydiği için ayrıcalıklı ve reklamlarında oynayan modellerden biri gibi hisseder.

Volvo güvenlik, BMW unutulmaz sürüş deneyimi, Bentley sadece ismi bile bir statüdür. Peki ya, Hyundai, Kia, Honda? Bu markalar sizi herhangi bir şekilde özel hissettirir mi?

Apple ürünleri üstün teknoloji ve farklı dizaynlar kullanır. Herkesten farklı düşünülmüş seçimler yapar.  Aynı teknoloji ve kaliteli materyal kullanımına rağmen Dell ya da HP sizi özel hissettiren herhangi bir özelliğe sahipler mi?

Markayı özel kılan kalbinizde uyandırdığı duygulardır demiştik. Kendine has konsepti onu daha çok hatırlanır, sevilir ve alınır kılar. Ve bu doğru marka stratejisi, iyi bir dizayn ve pazar yaratmakla mümkündür.

Şimdi podyum senin…

Senin markan insanlara nasıl hissettiriyor?

Top